İnternet üzerinden bulduğum bir nakliye firmasıyla anlaştım. Firma, A'dan Z'ye her şeyin paketleneceğini ve güvenli bir şekilde taşınacağını söyledi. Bina da asansör olduğunu doğruladım. Eşim ve ben Ordu'dan Kars'a taşınmaya karar verdik ve eşyalarımızı hazırladık. Nakliyeciler geldiğinde, büyük eşyaları paketlediler ve berjerleri direkt olarak götürdüler. Sandalyeleri de süre süre yerlere sürterek taşıdılar. Ancak beyaz yatak, buzdolabı, çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi dışında hiçbir şeyi paketlemediler. Evimizin büyük çoğunluğu toplandı ancak ankastre seti hala duruyordu. Bunu ne zaman alacaklarını sorduğumda, nakliye görevlisi ankastreyi taşıyamayacaklarını belirtti. Bu durum beni şaşırttı ve neden önceden söylemediklerini sordum. Ancak eşyalar zaten indirildiği için servis çağıramayacaklarını ifade ettiler. Eşim ankastre setini çıkardı, ancak çalışanlar onu da yerlere sürterek taşıdılar. Ankastre setini korumak için sökmeyip taşımadıkları için camının patlamasından endişe ediyordum. Sonra yola çıktık ancak farklı bir yöne gittiler çünkü başka birinin eşyalarını da alacaklarmış. Bu şekilde hem bizden hem de başkasından para kazandılar. Bunun yanı sıra, o firma yerine başka bir firmanın geldiğini öğrendik. 9 saatlik bir yolculuk 25 saat sürdü. Yolculuğumuz sonunda yerleşemedik çünkü abonelikler bağlanmadı ve eşyalar gelmedi. Rezillik burada bitmedi, Kars'taki bina yönetimi asansörle eşya taşınmasına izin vermedi. Firmadan asansör olmadığı için taşımamalarını istedik, ancak mahalleli bu duruma müdahale etti ve taşıma yapmaları gerektiğini söyledi. Ancak firma direnmeye devam etti ve "adam tutun taşıtın" dedi. Bu durumda, nakliye ücretinden indirim yapmalarını önerdik, ancak eşyaları indirmek istemediklerini söylediler. Zorlukla büyük eşyaları taşıdılar ve paralarını tam olarak aldılar. Biz de ek para vererek başka bir firmaya eşyalarımızı taşıttık. Anlaşırken, evde sökümün yapılacağını ve gidilen yerde kurulumun tamamlanacağını söylemişlerdi. Ancak eve geldiğimizde, ankastre setini kurmadılar ve sökmediklerini kurmadıklarını ifade ettiler. Giysi dolabını da benim kendim sökmemiştim. Yani, dolabı eşimin vakit kaybetmemesi için kendisi sökmüştü ve bu durumda iyilik yapmış oldu. Ancak dünyada hiçbir iyilikin cezasız kalmadığını biliyoruz. Bu durumda yaşadığımız rezaleti ne duymuştum ne de görmüştüm. Birçok tabak kırılmış, eşyalarımızın çoğu çiziklerle dolu ve sandalyelerin kumaşları yırtılmıştı. Ne paketleme yapıldı, ne sökme, ne taşıma ne de kurulum gerçekleştirildi. Bunun yanında birçok argo, hakaret ve tehdit de yaşandı. Aldığımız ücretin ne hakkı ne de helal olduğunu düşünüyorum.